31 Aralık 2010 Cuma
Kutup Yıldızı
22 Aralık 2010 Çarşamba
Gündönümü
17 Aralık 2010 Cuma
Miğfer
16 Aralık 2010 Perşembe
Blue Skies
9 Aralık 2010 Perşembe
Wild is the wind.
we are creatures of the wind
wild as the wind
give me more than one carress
satisfy this hungriness
we are creatures of the wind
wild is the wind
you touch me
i hear the sound of mandoline baby
you kiss me
with your kiss my life begins
like a leaf clings to a tree
baby please cling to me
we are creatures of the wind
wild as the wind
you touch me
i hear the sound of mandolines
and you kiss me
with your kiss my life begins
love me love me say you do
let me fly away with you"
6 Aralık 2010 Pazartesi
Kış
1 Aralık 2010 Çarşamba
Kar Küresi
25 Kasım 2010 Perşembe
Kum Saati
22 Kasım 2010 Pazartesi
Masal
20 Kasım 2010 Cumartesi
Mecburi Yön
Kesici aletler kullanıyor rakip firmalar, bıçak kesiği... Birdenbire... Temiz iş.
18 Kasım 2010 Perşembe
Veda
17 Kasım 2010 Çarşamba
Peki.
13 Kasım 2010 Cumartesi
Düş(üş)
10 Kasım 2010 Çarşamba
Coxcomb Red
30 Ekim 2010 Cumartesi
Araf
20 Ekim 2010 Çarşamba
Pusula
12 Ekim 2010 Salı
Yıldızlı Pekiyi
8 Ekim 2010 Cuma
Kavuşma
5 Ekim 2010 Salı
Nefes Gibi ya da Başka Bir Şey!
20 Eylül 2010 Pazartesi
Sentitez
17 Eylül 2010 Cuma
Şövalye Şarkılar
11 Eylül 2010 Cumartesi
Poe(m)
8 Eylül 2010 Çarşamba
Eşlik-siz
26 Ağustos 2010 Perşembe
In Dreams
11 Ağustos 2010 Çarşamba
Öyle Böyle Buyurmuş Üstad
20 Temmuz 2010 Salı
Bir Alengirli Yakamoz
Nedir alamet-i farikası, hammaddesi... Renkler aldı bu gece derinlikleri sanki. Bir deli koşmaca! Sus pus ortalık, denizatı şaşkın, donuklaşmakta ani değişimden. Işıklar döndükçe, döndükçe çark, bu deli cümbüş, başı sağlam tutmak için çorap geçirmeli mi? Ya da herhangi bir eğilimsiden bayır aşağı baloncuklu bir yüzgeç sallamaca...
Renklerin takibi imkansızlaştı. Biz suların altındaki bu değişimi suların dibine gömdüklerimizi eşelemeden, mümkünse hiç değmeden... Üfleyelim. Ciğerleri açmak sarsak balıklarda yüzgeç kası yapmakta ise ben bu kromajlı pırpıra binerim ve rüzgara karşı kendi performansımı sergilerim... Yüzeydeki alengir tüm gönül dostlarına hediyem olsun!
12 Temmuz 2010 Pazartesi
In Other Words
5 Temmuz 2010 Pazartesi
Kromajlı Pırpır
Dengesizin tekiydi
Kimi gün oluyor varoluştan bıkkınlık duyuyordu
Kafasına bir kurşun sıkmak istiyordu
Daha iyisi, suya atmak istiyordu kendisini
Varoluştan bıkkınlık duyuyordu
Suya atmak istiyordu kendisini kimi günler
Kafasına bir kurşun sıkmak istiyordu
Dengesizin tekiydi
Artık, her şeyi bir defada bitirmek daha iyiydi
Dehşetli umutsuzdu inanılmazdı kuyu gibiydi
Kör karanlık bir kuyu
Brrr
Yaşamaktan usanmış, canına tak etmişti
(neye yarardı yaşamak)
Korkuyordu bu normal değildi
Dengesizin tekiydi
Suya atmak istiyordu kendisini
30 Haziran 2010 Çarşamba
Bug(d)ünün Şarkısı...
28 Haziran 2010 Pazartesi
Balıkçı Hasan Sendromu!
Bu ara sular altında değişik dengeler söz konusu... Yalnızlığa tam alıştım derken tanıdık bir denizatını ve benden biraz hallice kırmızı bir balığı yol yordam öğrenmem, ehlileştirilmem için buraya atadılar. Malum yerimiz ufak. Mütemadiyen şaşkın gözlerle bana bakan ziyadesiyle duyarlı bir denizatı ve intihar eğilimini benden daha korkunç senaryolarla taçlandıran depresif bir balığı göz önünde bulundurursam kurtuluşu yine obsesif bir Hasan'ın attığı oltada aramam an meselesi!
Sözlerin aksine iç dünyama umut vadeden cümleler için, e haydi o vakit! Ses veriyoruuuuum...
kirmizi balik denizdeee
kivrila kivrilaa yüzüüyor
balıkçı hasan geliyoor
oltasını atıyor
kırmızı balık dinleee
sakın yemi yemeee
balıkçı seni tutacak
oltasına atacak
kırmızı balık kaaç kaç
kırmızı balık kaaç kaç
26 Haziran 2010 Cumartesi
Bir Balık Methiyesi
24 Haziran 2010 Perşembe
Calumet!
23 Haziran 2010 Çarşamba
Çıldırış!
22 Haziran 2010 Salı
Yin- Yang
21 Haziran 2010 Pazartesi
20 Haziran 2010 Pazar
Paradoks!
19 Haziran 2010 Cumartesi
Just Breathe!
Yine taze oksijenle kafa keyfi...Portatif akciğeri devreye sokup demleniyorum yavaştan. Geçmişten öznesiz, pirüpak cümleler... "-yor" içinde yüzler sesler sokaklar..."-di"li geçmiş zamanla karbondioksiti dışarı atarken hayat daha bir güzel. Bu an hiç bitmesin! Şerefe!
8 Haziran 2010 Salı
5 Haziran 2010 Cumartesi
Hüzün = Hüzün
3 Haziran 2010 Perşembe
1 Haziran 2010 Salı
Malcolm Lowry'yle Sarhoş Olmak!
"...Gece: ve, bir kez daha, her geceki ölümle boğuşma, şeytanca orkestraların sarstığı oda, bölük pörçük ve korkulu uyku parçacıkları, pencerenin dışındaki sesler, aşağılarcasına yinelenen düş kişileri, karanlığın tamburları. Kır düşmüş saç rengindeki bu gecelerde yeterince gerçek ses yokmuş gibi.
......
Dev bir sinire göre biçilmiş dehşetler! Hayır, benim gizlerim mezarın gizleri ve öyle kalmaları gerek. Kendimi de öyle görüyorum bazen: olağanüstü bir ülkeyi keşfetmiş büyük bir gezgin, ama hiçbir zaman o ülkeden dönüp öğrendiklerini iletemeyecek bu dünyaya: ve bu ülkenin adı Cehennem."
28 Mayıs 2010 Cuma
Uyuyan Prens(Es!)
"Pek yaşadın denemez, oysa her şey çoktan söylendi, çoktan bitti. Topu topu yirmibeş yaşındasın, ama yolun çizilmiş bile. Roller hazır, etiketler de:..."
27 Mayıs 2010 Perşembe
Morning Sun
Güneşin enerjisine karışan çarpık gülümsememle aynı sersem ifadeyi koruyorum. Sersem ifadeyi tamamlayan sarsak adımlar ve gerzek bir gülümseme. Yüzgeçlerimi yormayı seviyorum. Suyumu değiştiren saf sponsorlara çaktırmadan firar ettim. Pek saygıdeğer "O"yu değerlendirme zamanı. Zulayı mundar etmek üzereyiz, yazık etmemeli. Son nefes sinyal verirse şıpıdı şıpıdı depar atar bir başka rekora imza atarız. Yine de macera ve bir miktar d vitamini uğruna ağzım açık ölmek istemiyorum!
Hepat'ın yüzü suyu hürmetine biraz daha yüzgeç sallamalı. Buraların suyu ısındı. Macera balığı için yeteri kadar gerekçe sıraladık. Haydi gençler, oturuyor muyuz hala?
"Daaaaaaaalara diiiiiiiilara daaaalara daaa, daalara lilara laalara laaa...."
25 Mayıs 2010 Salı
24 Mayıs 2010 Pazartesi
Little Girl Blue!
En son kez saydım parmaklarımı, bitti... Yağmur da yok damlası olup yere karışmak da... Hüzün yüklü bulutlar içini boşalttı, güneş sırıtsa da benim yüzümde hala aynı çarpık gülümseme! İyi mi oldu kötü mü der gibi... Bilememe hali. İfade yanıltmasın. Balıklar değişikliği sevmez ama ben sınavı geçtim. Hayattayım, hepi topu birkaç pul kaybımız var. Canımız sağ olsun. Yeteri kadar hayat elastikiyeti kazandık. Suyumuz, kimyamız, içimiz, dışımız değişti. Ortam balığı olduk, bir efendilik bir ağırlık çöktü. Kemal-i mutlak emareleri. Su kaybı yaradı, renkler muntazaman yerinde. Artık gökyüzünün alkımıyım. Yine de yüksekler çarpmasın diye... Son bir kez daha... O güzel sesten sabah hüznü...
"Sit there, count your fingers
What else, what else is there to do?
And i know how you feel,
I know you feel that you're through,
Sit there and count, oh, count your little fingers,
My unhappy, oh, little girl,
Little girl blue.
Sit there, oh, count those raindrops you see fallin' down
Oh, honey, all around on you,
Honey, don't you know it's time, oh, that it's time
Somebody told you,
'Cause you got to know
That all you ever gonna have to count on,
Or gonna want to lean on,
It's gonna feel just like those raindrops too
When they're fallin' down all around you."
22 Mayıs 2010 Cumartesi
Pac-fish Uğraşısı
Yumuşak şeyler dinlemek...Mümkün olduğu kadar yumuşak ve zararlı şeyler yiyerek büyümek büyümek... Suyun kaldırma kuvvetine fazla mı güvendim sanki?
Zamanı ağzımı kocaman açarak kovalıyorum. Pek mümkünmüş, yiyebiliyorum. Ölçek ölcek değil fekat. Saymadan sormadan...Geçsin sadece... Rüyalarda duraklarda insin kabuslar. Kel yaralar görünmesin. Biz her günü yeni doğmuşuz gibi yaşayalım; suyumuz hiç bulanmasın. Renkler hep benimle olsun. Mümkünse rüyadaki karabasanları kocaman güllerle boğayım. Zaman sadece geçsin, hep çok geçsin... Ben ağzımı daha da kocaman açarım. Gerçekten. Yapabilirim, valla.
15 Mayıs 2010 Cumartesi
12 Mayıs 2010 Çarşamba
Alık Balık İlahisi
11 Mayıs 2010 Salı
Am i still ill?
Bu gece Eros benim!
Bütünleştirme çabası yok, sadece küçük bir
fragman. Her ilişki ilahi bir dokunuşu hak eder!
Korkarım insansılaşıyorum. Portatif akciğerle gelen eşantiyon üst solunum yolum fire vermeye başladı. Kalın siyah şeritleri aşmak için suyun yüzeyine çıkartacak ekipmanım mevcut. Aralıksız akıntıya kapılmalı mı?
"...does the body rule the mind"
Ya da mevcut harakiri operasyonu için zula yaptığım taze oksijenle geri sayım! Bulabildiğim ilk kesici aletle yüzgeçlerime veda ederim.
"...or does the mind rule the body?"
Çok zor olmamalı. Sonraki adım nirvana... Yeterince hayattan vazgeçmedim mi?
Fütursuzca soruyor şarkı. Korkunç bir kedi- fare oyunu. Aynı adımlara karışan tanıdık reaksiyonlar... O lanet çemberin içinde misin? İçinde miyim!?" İyi miyim??
"Under the iron bridge we kissed
and although i ended up with sore lips
it just wasn't like
the old days anymore
no it wasn't like those days
am i still ill?"
Hayır! Her çember kırma çabası kalın şeritleri karanlık duvarlara dönüştürdü. Karanlık duvarların dibine işiyoruz artık. Gözümüz alıştı. İyi de oldu.
Parlak kenarları görüyorum evet. Fekat hala "not very often!"
Artık fotoğraflar yan yana gelecek ve kaç "yedi"ği bilinmeyen farklar sıralanacak. Hadi başlayalım!