30 Nisan 2010 Cuma

Easy Lover!



easy lover
what are you trying to say
made love now we have to pay

easy lover
what are you trying to do
made love now we'll see this through

easy lover
what is there left to see
easy lovernow you know what it takes
to satisfy me

easy lover
it ain't so easy now
love just works this way somehow

easy lover
you know it has to end
now we can't remain just friends
.........
.......................
Beyle buyuruyor şarkı. Suyum daimi surette değişmekte. Yaşam kalitem arttığından ötürü uçurucu etken madde sıkıntısı çekmekteydim. Bu parça ilaç gibi geldi. Açıklamayı desteklemeyen şeklimizde görülüyor. Sevgi- emek eşitsizliğine bu şarkıyla cevap veriyorum. Şablona inat hepimiz "easy lover"!
Her ne kadar emeklerin ardından bir yakınma da olsa bu şarkı, maymunların hepsi er ya da geç parmaklarının arasından dünyaya bakmayı akıl ediyor. Suyum artık berrak, kafam yeteri kadar dumanlı değil. Portatif akciğerim ve ek besinim olduğuna göre artık hedonizm kapıda. Kaçış yok! Metaların kovalaması an meselesi...
Konuya yaklaştık artık şablona dönüyoruz. şekil-2 tamam. O kadarını yapabilirim. Şekil-3 konusunda ciddi sıkıntılarım var. Cevabını şarkıda bulabiliriz. Şekil-4 de doğrudan şekil-1'e bağlı.
Evet. Peki.
Ders bitti.

29 Nisan 2010 Perşembe

"Colour Me Blue"


Your happiness and sorrow too
They only come in shades of blue
But no other colour
Could give off quite a hue
Colour me blue
As you
Colour me blue
As you as blue

27 Nisan 2010 Salı

Sürpriz!


Midem bulanıyor. Bu defa heyecandan! Bu ara kendimi bir boka benzemeyen dünyaya emanet ettim bayır aşağı şapada şıpıdı koşuyorum. Sevmediğim yüzgeçlerimle üstelik. Depar atarken epey işe yarıyormuş!

Bugün çok mutluyum. Rüzgara karşı koşarken ilk defa taze oksijeni içime çektim. Portatif akciğeri temin eden şahıslara sponsorlukları için gönülden teşekkür ederim. Nefes almak uzun zamandan sonra ilk defa bu kadar keyif verdi.

Adım attım, nefes aldım, rüzgarı hissettim. Bugün ilk defa yalancı dünyadaydım. Mutluyum. Başlangıçların şerefine kibriti çakıp göğe uçuşunu büyük bir keyifle izliyorum. Ve hatta bir tane daha...
Şerefe!

16 Nisan 2010 Cuma

Çiçeğimi Kapıp Gidesim Var!



Gidemiyorum.
Kapıyı çarpıp çıkmadan önce arkamdan atılan çığlıklara kulak veriyorum. Derin bir nefes alma vakti. Yetmezse rüzgara karşı kendi performansımı sergilerim. Çığlıklarım beynimde yankılanırken tüm duyularımı yatıştırmak için bir kez daha; "only the lonely"...
Büyük adımlar atmak için henüz erken. Sadece harekete geçmeli. Büyümeden adam olmak; ıskaladığım her haltı kendime unutturmak için... Evet, dibe vurmalıydı önce. En dibe! Sonunu görmeliydi. Çirkinleri ve soytarıları. Kuvvetle yukarı çıkmak için önce şiddeti hücrelerinde hissetmeli.
Parmak ucum zeminde değil artık. Uzun bir süredir değil. Peki, sormalı şimdi; "Kaptan, kaç feet'teyiz?"

14 Nisan 2010 Çarşamba

Süreç: Evcilleşmek!


"....evcilleştir beni!"
.......
"Çok sabırlı olman gerekiyor. Önce çimenlerin üstüne, biraz uzağıma oturmalısın. Ben gözümün ucuyla seni izleyeceğim, sen hiçbir şey söylemeyeceksin. Sözcükler yanlış anlamaya neden olurlar. Ama her gün biraz daha yakına gelebilirsin."

11 Nisan 2010 Pazar

Acı Eşiği!



Tam yirmidört saati devirdik pek sevgili koca izim. Sana şu satırları yazmak yerine bir miktar vazelin sürmem lazım, evet. Bilinçsiz eylemler yaratığı olarak suya dayanıklı hayalleri gerçeğe dönüştürüyorum, pek şahane! Midemdeki yumruklar aşağıya doğru süzülürken seni biraz daha sindirmeye çalışıyorum. Sarınım epey yol katettik.


O kadar güçlüsün ki bir gün çatışma ihtimalimiz var. Seni hissetmek tuhaf! Garip bir dönüm noktasına koca bir çivi çaktım. Artık bundan sonrası olmasa da sen miladımsın, jübileye hazırım. Sahaları ruhsal olarak terkedeli çok oldu, sanırım fiziksel olarak idare ediliyorum. Bozuntuya vermeden hakeme kaş göz yapmalı! Söyle çalsın düdüğü, hazırım!


Pek sevgili koca izim. Eşikler hep yukarda kalınca hayat git gide basitleşiyor. Kafası dumanlı sarsak bir balık olarak yaşam hakkında net bir çıkarımım var. Bir boka benzemiyor! Haltmış gibi yaşayanlara selam olsun. Ben böyle de mutluyum. Büyümeden yapılan her türlü eylem ve bir ton güzel yaratık. Ve şimdi sen geldin, ardından başkalaşım... Halt olmadığını ilk öğrendiğimde bir miktar yalpaladığım şu hayatta artık vızıldayarak gelen tırıslayarak giden aksiyonları birlikte atlatacağız. Doğumunda gıkım çıkmadı, belirtmeden geçemeyeceğim. Takdir edildim, aferin bana. Görmeyen gözlerimin açığını kapatsın, bir daha kimse sırtımdan vurmasın diye arkamı kolluyorsun. İşin çok zor azizim... Çok zor! Sen olmadan götüremezdim, inan bana. Hoşgeldin!