30 Ekim 2010 Cumartesi

Araf


Kimliksizdim.
Sessiz ve tarafsız.
Adımlarımı mı ölçmüyorum artık? Kuyruğumun eni boyu öncekiyle aynı değil. Taraf tutuyorum. Haksızlık, bile bile bayrak kaldırıyorum. Mendil bezinden ve de pamuk şeker sapından yapılınca daha az masum olmuyormuş ki.

Tarafsızdım.
Kimliksiz ve de sessiz.

Hala büyük büyük sabırsızım, daha az unutkan. Güne aynı soruyla uyan, aynı soruyu uyku öncesi hatırla, yine ona sarılarak uyan. Olacak iş mi? Soruları sevmem ki!
Sabırsızım. Ve üstelik artık birazım susuz yaşıyor, özgürlük var kıyısında. Uzun süre taze oksijen tüketebiliyorum, içim şişmeden. Havaya dokunurken var. Suyu özleyip yüzümü yıkarken hep, hep tarafım var. Yıkayınca geçmiyor. Yüzüm biraz tedir-gin renginde. Biraz üzgün renkle boyanıyor sonra. En son yine sabırsız ve de meraklı. Ama merak rengi hiç yakışmaz.

Sessizdim.
Tarafsız ve de kimliksiz.
Ama en çok da sessiz.

0 Comments: