11 Mayıs 2010 Salı

Am i still ill?


Bu gece Eros benim!
Bütünleştirme çabası yok, sadece küçük bir
fragman. Her ilişki ilahi bir dokunuşu hak eder!


Korkarım insansılaşıyorum. Portatif akciğerle gelen eşantiyon üst solunum yolum fire vermeye başladı. Kalın siyah şeritleri aşmak için suyun yüzeyine çıkartacak ekipmanım mevcut. Aralıksız akıntıya kapılmalı mı?

"...does the body rule the mind"

Ya da mevcut harakiri operasyonu için zula yaptığım taze oksijenle geri sayım! Bulabildiğim ilk kesici aletle yüzgeçlerime veda ederim.

"...or does the mind rule the body?"

Çok zor olmamalı. Sonraki adım nirvana... Yeterince hayattan vazgeçmedim mi?

Fütursuzca soruyor şarkı. Korkunç bir kedi- fare oyunu. Aynı adımlara karışan tanıdık reaksiyonlar... O lanet çemberin içinde misin? İçinde miyim!?" İyi miyim??

"Under the iron bridge we kissed
and although i ended up with sore lips
it just wasn't like
the old days anymore
no it wasn't like those days
am i still ill?"

Hayır! Her çember kırma çabası kalın şeritleri karanlık duvarlara dönüştürdü. Karanlık duvarların dibine işiyoruz artık. Gözümüz alıştı. İyi de oldu.

Parlak kenarları görüyorum evet. Fekat hala "not very often!"
Artık fotoğraflar yan yana gelecek ve kaç "yedi"ği bilinmeyen farklar sıralanacak. Hadi başlayalım!

0 Comments: