22 Eylül 2009 Salı

Oksijensiz Hava Sahası...




Pet Şişeyle İştigal!

Hayallerimi fazla yüksek tutmuş olabilirim. Fakat imkanlar zorlansa daha iyisini hak ettiğimi birileri fark ederdi elbet!
Fırıldak yok, portatif akciğer yok, öğütülmüş oksijene devam! Üstelik beğenmeyip çar-çur ettiğim nimeti artık idareli kullanmam şart. Benden ala yüzdüğünü fark ettiğim dışkım yakınmalarımın beni ne hale getirdiğini yüzüme vuruyor...

Arkamdan zokayı yuttuğuma dair dedikodular alıp yürümüştür. Hür irademle sıkıldığım derinliklerle bağımı kopardığımı bilebilirler mi? Pervane düşleyip başka derinliklerin peşine gitmişken bu kadar vasat bir sonuç! Karanlıklar ve boğucu yosun kokusundan kafayı buluyordum son günlerde. O kokuyla açılan zihnim intihar senaryolarıma bir yenisini daha eklenmişti. Karşıma çıkan bütün midyeleri yiyerek cıva ve kurşun zehirlenmesinden ölecektim. Hem yalnız ölmemek pek çok açıdan rahatlatıcı olabilirdi. Yine de bir umut yukarı koştum, dudaklarımı sınıra değdirdim. Belki kafamı uzattığımda sağımda solumda şişip duran zımbırtılarla değil de hava atan kabuk kafalı kaplumbağalar gibi nefes alabilirdim! Bir ara gözlerimi kapattım.Tombul bir parmak sırtıma değdi. Bir süre tereddüt edip sonra beni yakalamasına izin verdim. Kötü günler için bir intihar mektubu cebimde taşıyor olsaydım spekülasyonları önleyerek ortadan tamamen yok olmuş olacaktım! Canları cehenneme...

Sanırım kendi dışkıma alışmaya başladım. Tombul elli çocuk bana adrenalin vaat etti...Yüksekçe bir yerdeyim,bulutlar ve yıldızlar kocaman! Ne olursa olsun yakınmak yok. Burda ilk gecem ve ben katlanan kuyruğuma rağmen ilk defa uzun uzun gökyüzünü seyrederek bu anın tadını çıkaracağım!

0 Comments: