2 Aralık 2008 Salı

Köksüz Olamama Sıkıntısı

Gün doğdu,yine batmakta. Zihnim geceden kurtuldu, geceye hazırlanıyor... Hala akıl sağlığımı yokluyorum, hala duyularımla dalga geçiyorum! Karşımda upuzun Konya yolu...Aklımda Ankara'nın geçtiği tüm şarkılar...Yolun kıvrımından feyz almayan düz bakışlarım. Beynimin kıvrımlarını inatla zorlayan esrarengiz alışkanlıklarım...Hava kararıyor! Tanımadığım insanların simalarını dosyalıyorum. Zihnimdeki arşiv harıl harıl çalışırken gözlerimde akıcı hatta sinir bozucu düz bakışlar...Arşivi durup dururken tarıyorum yine,yol aydınlık,oda karanlık...Gün renkleri de çalıp götürdü. Kalkıp ışığı açsam geri gelirler mi?

Çocukluğumda her yer İstanbul'du...Nere gidersem gideyim sınırları kavramaktan acizdim. Taşınabilir olmamız hala garip bir muamma... İki mekanı birbirinden ayıran sadece zihnimiz mi?

Yine bir film karesi canlandı birden! Bu defa yerli bir yapım. En az Norveçliler kadar yaratıcı olduğumuzu biliyorum...Kaçak işçilerin sıraya girdiği bir toplum gerçeğimizin karikatürize edildiği dönem filmlerinden. Gırtlağına kadar tıka basa işsiz dolu güzel ülkem, insanlarını yeni yeni sektörlere, türlü türlü dolambazlıklara itiyor...Dönemin komik adamlarından biri var karşımızda İlyas Salman ya da Kemal Sunal...Bu filmimizin kahramanı ise kaçak işçi olarak Almanya'ya gitmek için para veriyor. Hatırlamayanlar için devam...Günler geçiyor,yolculuk sürmekte. Ve birden yol bitiyor ve işte Almanya! Kahramanımız yol iz bilmez! Sonra tesadüf işte bir Türkle karşılaşıyor. Nüfusumuzun yarısını yama yaptığımız Almanya'da elini atsan Türk...Ama bir gariplik var,bu kadarı da biraz fazla değil mi? Sanırım acı gerçek kabullenilmeyi bekliyor, biri söylesin şu adamcağıza... Dolandırıldı!

Filmde benim sorguladığım alt mesaj olarak sorgulanabilir! Zihnimiz mi sandığımız kadar mükemmel değil yoksa dünya mı küçüldü? Gidip açmalı şu ışığı...Artık her yer karanlık! Ya da kapamalı gözleri...Kandırılmaya müsait zihnimi ot kokusu dolduruyor...Evet evet, gerçekten kokuyor!Karşımda uçsuz bucaksız buğday tarlası...Ve işte... Artık her yer sarı!

0 Comments: